.
  ÖLÜM ÇİÇEĞİ
 
ÖLÜM ÇİÇEĞİ

temmuz ayıydı günlerden cuma,
sana veda etmiş eve dönüyordum,
güneş inatla kanımı donduruyor,
gözlerim kararıyor başım dönüyordu...
soluk almak için banka oturdum
tam o sırada bir çingeneye rastladım,
elinde bir avuç tohum vardı ve
bu tohumları bana satmak istedi,
çiçeğin adını sordum ÖLÜM ÇİÇEĞİ dedi....
neyle büyür bu çiçek dedim,
toprağa değen herşeyle dedi,
rengi nasıldır bu çiçeğin dedim,
rengi sahibinin yüreğine benzer dedi...
dikenleri varmı?bu çiçeğin dedim,
her güzelde bir kusur bulunur dedi,
cüzdanımda ne kadar para varsa hepsini verdim,
ve yoluma devam
ettim...
bunların hepsi tam bir yıl önceydi......
bugün ayrılığın yıl dönümü
sana bir hediye gönderiyorum adı ÖLÜM ÇİÇEĞİ
onu görünce korkacaksın çünkü rengi kapkara,
dikenleri eline battığında ellerin simsiyah kana bulanacak,onu sakın
sulama çünkü o içki ve gözyaşlarına alışıktır....
sakın şaşırma sana senin eserini gönderiyorum,
onu evin en karanlık köşesine götür,
sana beni anlatacaktır...
koparıp parçalasanda bu çiçeği,
aynı gün aynı saatte yine aynı çiçeği sana göndereceğim,şimdi iki
kadeh al eline ,
biri sana biride ölüm çiçeğine.
ben kendi kadehimi kaldıracağım,
haydi ayrılığın şerefine birde ÖLÜM ÇİÇEĞİNE..
 
 
  Bugün 11 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!



























NAME="aba_MediaPlayer">


 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol